Her insanın karakteri birbirinden farklıdır. Karakterlerimizin oluşmasında ailemizin, yaşadığımız sosyal çevrenin, aldığımız eğitimin, hayat deneyimlerimizin çok fazla etkisi vardır.
Öncelikle gelişim ailede başlar bu anlamda. Belki çok temel şeyler alabiliriz ailemizden, ancak bu yeterli olmaz. Bir şekilde evimizin dışındaki hayatta bir sürü insanla karşılaşıyoruz ve bu noktada artık aileden farklı olarak bulunduğumuz sosyal çevreden etkileniyoruz.
İnsanın yaşadığı deneyimler de bir şekilde bize hayat tecrübesi kazandırır. Hayat tecrübeleri de bizim karakterimizi şekillendirir. Örneğin; hepimiz bir zamanlar bebektik, çok masumduk. Ancak bir şekilde insanlardan zarar gördükçe yalanın, dolanın, kötülüğün ne olduğunu biz de öğreniyoruz. Belki onlar gibi oluyoruz, bilinmez.
Bütün bu etkenler insanın kişiliğinin oluşmasına yardımcı olur. Aslında bunların dışında insan kendine de emek vermelidir. İnsan olmak bir özelliktir çünkü.
Çok farklı kültürler, çevreler olduğu için her insanın yapısı birbirinden farklıdır. Örneğin; aynı ailede büyümüş kardeşlerin bile huyu, suyu, hayata bakış açısı birbirinden farklıdır çünkü herkes hayatı farklı algılar. Kendince güzel olan başkasına çok da güzel görünmeyebilir. Evli çiftlerde de çoğunlukla boşanma sebebi bu yüzdendir. Hayatı farklı ve kendince algılamalarıdır.
Örneğin; iyimser ve kötümser iki insana baktığımızda iyimser olan bardağın her zaman dolu olan tarafını görür ve mutlu olur. Ancak kötümser olan ise boş tarafını görür ve mutsuz olur.
Elbette ki karakterlerimiz, yaşadıklarımız farklı olduğu için çok farklı bakış açılarımız vardır. Limandan kalkan bir geminin kimisi için bir ayrılık, bir ölüm, kimisi için de bir umut ışığı olduğu gibi.